11 Haziran 2010 Cuma

Amway diye bi marka var, ona üye oldum, sırf başkaları satsın ben kazaniiim diye. Satmaya çalıştım ııı ıııh olmuyo pazarlamacılık insanın ruhunda olacak. Sıkılıyorum birine bişey önerirken. Ürünle ilgili soru sorduklarında bile gıcık oluyorum. Yok yok muhasebe daha iyi, bin kat daha iyi hatta . Benden satıcı olmaz. Gerçi çok var bi de bana gerek yok ; )

Bazı insanlar işleri kolaylaştırmak için iş halletmek için değil, işleri zorlaştırmak için, işleri yavaşlatmak için, işlerin bitirilmesinde süreyi uzatmak için dünyaya gelmişler…

İşle ilgili bir şey isterken lütfen milattan öncesinden başlamayın. Lafı uzatmayın len. Annem bunu çok yapıyo uyuz oluyorum. Kendisine bi elbise alsaymış da, öyle düşünmüşte, bi mağazalara bakiim demiş de, ama canı istememiş de, kendini çıkmaya zorlamış da.........gördüğü mağazalardan bahsettikten sonra denediği elbiselerden bahsediyo ve yeni aldığı elbiseyi gösteriyo. Yuh!

10 Haziran 2010 Perşembe

o kadar sinirli ve o kadar bozuğumki.
birisi bişey dese kavga ederim, çekinmem.
git başımdan dese alınmam, mutlu olurum.
hayatımda kimseyi tutmasam, önemi yok gibi.
çekip gitmeye gücüm var gibi.

öyle umrumda değilki....

.............. işte böyle...

9 Haziran 2010 Çarşamba

kulağım ağrıyo :(

8 Haziran 2010 Salı

Saçıma bişey sürsem ve o an kurutsa, föne ihtiyaç duymasam güzel olurdu. Var mıdır ki böyle bişey.

6 Haziran 2010 Pazar

Sabahları gülümseyerek "günaydın" demek çok da zor değil.
Astın üstün farketmez, gülümseyince gülümsüyor.
Ayna misali işte, herşey...
Yeni demlenmiş çayın kokusu ve tadı başka oluyor. Ben ki asla içmezdim, şimdi çayla güne başlıyorum.
Bir işi yapmak: yapmam lazım demekten, işi sürüncemede tutmaktan çok daha kolay, bazen günlerce sırf üşengeçliğimizden sıkıntıya giriyoruz. Bazen kendimize bu eziyeti yapıyoruz.
Çalışmaya başlayalı bir yıl oldu, ama insanlar birikim yapıp yapmadığımı soruyorlar, sizin çalışma hayatınızın birinci yılında elinizde neyiniz vardı diyesim geliyor ama demiyorum, beni bişey sanıyolar diye mutlu oluyorum. Benden beklentiler yüksek, niyeyse...
Seni çok özledim demek, sen beni özlemedin mi demek değildir. Seni çok özledim demektir. Anladın mı yavrum?

5 Haziran 2010 Cumartesi

Yastığa başımı koyarrr koymazzzz uyuyorum. Yarın ne giysem diye soruyorum kendime ama cevabını veremeden uyuyorum. 35-40 saniyede uykuya dalmak harika bir şey.
Omuzlarımdaki kulunçlar aslında yeniliklere açık olmadığımı gösteriyomuş. Vücudum değişikliklere tepkiliymiş. Hay Allah ben kendimi modern zannederdim. Kadın bunu söyleyince farkettim. Doğruymuş.
Tartışma sonrasında bacaklarımda oluşan et kesiği gibi ağrılar,hamken koşarsak olur ya ağrılarımız öyle ağrılar, gururum kırıldığı içinmiş.
Midedeki şişlikte söylenenleri hazmedemediğimizdenmiş. Hımmmmm.
Şiddetli geçimsizlik ne demek?
"Şiddetli" burda sıfat mı yoksa uygulanan bir şiddet mi var?
Hı?
En sevdiğim renk mor.
En sevdiğim adam babam
En sevdiğim çiçek karanfil
En sevdiğim yemek kuru patlıcan dolması
Gecenin ennnn siyaaahındaaaa, diye şarkı söyleyebileceğim bir şehirde yaşamıyorum maalesef. Bu şehrin en siyahı yok, siyahı yok. Hep sokak lambaları........ araba farları, alarm ışıkları, lazer ışınları... Aydınlık bir şehir burası.
Yatak odanızın duvarlarının, kapılarının, ne bileyim ses yalıtımının iyi olmasına dikkat edin. Çocuğunuzu uyku tutmamış olabilir. Sizin sevişme seslerinize başlangıçta anlam veremesede, zamanla ah uh ıhh'larınızın ne anlama geldiğini anlar. Ertesi gün sizinle aynı masada oturduğunda yüzünüze bakmaz. Konuşmaz istemez. Fantazilerinizi kendinize saklayın.
-Sen elmayı seviyorsun diye elmanında seni sevmesi şart mı?
-Şartı şurtu yok kardeşim, sevecek :)

Art arda çok soru soran insanlar beni gıcık ediyo. Nasıl seri bir şekilde soru soruyolar şaşırıyorum.
Kimse benim doğum günümü unuttu diye triplere girmiyorum. Benim doğum günü tarihimi aklında tutamayabilir birileri. Dünya derdine düşmüş insanlar, benim doğum günümü mü akıllarında tutacaklar Allah aşkına. Gerek yok tribal enfeksiyonlara. Derdiniz yoksa çıkın bi kaç dert dinleyin belki iyi gelir şımarık ruhunuza da böyle salakça şeylere takılmazsınız.

4 Haziran 2010 Cuma

Adam öldürüyosun ama yaşamaya devam ediyosun, bu
nasıl bir yaşam sevincidir anlamadım. Ben biriyle kavga
edince bile hayatım göçüyo. Öldürün ülen kendinizide,
meşgul etmeyin Türk hukuk sistemini. Öldü bitti kül oldu
diyelim..

Bu hayat kısa, küs kalmak gereksiz. Yaşayın gitsin, kinle kalbi yormaya gerek yok.

İki kardeş yıllarca küs kalıyolar, sorsan ikiside neye/niye küstüklerini bile unutmuşlar. Ama küsler işte...

Saçımın dibinde egzama var ve ben sürekli kaşıyıp kanatmak istiyorum. Kabuk bağlıyo, kabuğu soymak istiyorum. (anlatım bozukluğu olmasın diye “kabuğu” belirtili nesnesini ekledim. Nasıl olmuş )

Geçenlerde girdiğim kıskançlık krizlerinin aslında bir işe yaramadığını gördüm. Ne güzel vakit geçirebildim ne de hayattan zevk alabildim. Ama işte bazen insan takılıp kalabiliyo.

Ay bu kızlar da bi tuhaf, neymiş laf atıyolarmış neymiş çok bakıyolarmış. Len senin neyine af atıyolar bu kadar anlamadım.
Acabaaaaa konsomatris modeli düşük omuzlu kıyafetlerinden olabilir mi?
Ya daaa sütyen askından ya daaaaa beyaz tangandan olabilir mi?
Hem bakıyolar işte ne güzel..
Seninde istediğin buydu. Boşuna ağzını yaya yaya “hayaaaar ben kendem için giyiniyoroom. Kende mutluluuum için, kendemi iyi hissetmek içeeen.” deme bu gibi saçmalaıklara karnım tok.
Hade başka kapıya.
Kendin için evde de giyiniyosunudur heralde, ne de olsa kendin için… Giyiniyosundur giyiniyosunduuuur...Ne de olsa kimseye kendini beğendirmek gibi bi derdin yok. Poooort!!!!
-Sen Lost izliyo muydun?
-Hayır.
-Türk Malı'nı izliyo musun?
-Evet?
-.....
-Eeee?
-Hiiiç merak ettim. (:
Böyle kesik sorular.
Tuhaf.

Sadece kadınlar tecavüze uğramaz. Azgın ve sapık kadınlarda var,en az erkekler kadar, hemde tecavüzün alasını yapanlar kadınlar var . Erkeklerde tecavüz anılarını yazsın merak ediyorum. Saklanmasınlar. Hatta yüzlerine kese kağıdı geçirip tv programlarına katılsınlar. Kadınlar gibi....

Birisinin sizden alacağı varsa ve o ısrarla gelip parasını almıyosa o para üzerinde ancak 10 yıl sonra tasarruf hakkınız doğuyor. Dokunmayın ha!

Adım horoskop çocuğu, horoskopla çok ilgilendiğimden değil. İtalyan bir iş arkadaşım var küfür öğret bana dedi, o... çocuğu dedim, horoskop çucuğu diye tekrar etti. Ondan yani horoskop çocuğu değilim.

İleri gitmek için geri dönüşüm diyolar ve tam karşımda geri dönüşüm kutusu var, ama o kadar üşengeçimki bu ara, yerimden kalkıp kullanılmış kağıtları atmaya üşeniyorum hatta top yapıp basket atmaya bile üşeniyorum. En iyisi elimin altında biriktireyim de daha fazla ziyan olmasın. Ne olacak benim bu koala halim.

O tişörtü pantolonun içine sokmak da neyin nesi kuzum? Kro musun, göbeğini mi seviyosun? Yoksa göbeğini seven kro musun?